Seçer: "En büyük göçü alacak kent Mersin"
Seçer, katıldığı bir televizyon programında, Karahmanmaraş’ta meydana gelen ve 10 ilde yıkıma neden olan depremlerle ilgili açıklamalarda bulundu. İlk gün gözlemlerinin, bu tahribatın büyük olduğu yönünde olduğunu ve sabah erken saatlerde bölgeye ekipleri sevk ettiklerini belirten Seçer, “Hemen arama-kurtarma ekiplerini bölgeye gönderdik. İkinci gün Genel Başkanımız ve İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya belediye başkanlarımızla beraber bölgeye gittik. Durumu gözlerimizle gördük. Bir gün ara verdikten sonra o bölgeleri tekrar dolaşma, görme imkanımız oldu. Tahribat çok büyük onu söyleyebilirim” diye konuştu.
Mersin Büyükşehir, Hatay’da çadır kent kuruyor
Hatay’da çadır kent kurdukları bilgisini paylaşan Seçer, "300 çadır, ilk etapta 30 konteyner, bir 50 konteyner daha gidiyor toplam 80 konteynerlik bir konteyner kent oluşturuluyor. Zaten şu anda oranın en büyük sorunu da o. Diğer taraftan diğer belediyelerimiz de yoğun çaba içerisinde. Onlar da özellikle bu barınma sorununu giderecek tedbirler aldı. Çadır kentler, konteyner kentler konusunda da çok değerli çalışmalar yapıyorlar” ifadelerini kullandı.
“En yoğun göçü alacak kent Mersin”
Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü’nün depremden sonra yaşanan ve Mersin’in de aralarında bulunduğu yoğun göç dalgasını yaşayan iller hakkındaki tespiti hakkında da değerlendirmelerde bulunan Başkan Seçer, şunları söyledi:
"Çok güzel tespitler yapmış. Mutlaka Antalya’ya, İstanbul’a, İzmit’e gidecek, başka yerlere gidecek ama en yoğun göçü alacak kent Mersin. Neden? Bizim kentimizde deprem bölgesindeki 10 ilin tamamında yaşayan insanların yakınları, akrabaları var. Yani bir yerden, bir felaketten ya da farklı bir sorundan kaçıp bir başka yere göç edecekseniz, sizin iletişiminiz olması lazım. İletişim kuracağınız insanların olması lazım. Bu anlamda da Mersin onlar için çok cazip bir yer. Mesafe olarak çok cazip bir yer, gelişen bir kent, istikballi bir kent. Bu anlamda da Mersin çok yoğun göç alacak.”
“Bugüne kadar Mersin’e minimum 200 bin insan gelmiş”
Büyükşehir Belediyesi olarak her gece saat 00.00’da kentin günlük su tüketimini ölçtükleri hakkında bilgi veren Seçer, “1 Şubat gününden, dün gece 00.00’a kadar Mersin’de su tüketimi yüzde 9 oranında artmış. Bu şu anlama geliyor; bugüne kadar Mersin’e minimum 200 bin insan gelmiş. O da şehir içme suyu şebeke suyundan kullanan vatandaşların ölçümü bu. Hem o bölgedeki bizim hemşerilerimiz geliyor, diğer taraftan sığınmacılar da geliyor. Şimdi zaten Mersin’in 1.9 milyon yerli nüfusu var. 260 bin kayıtlı sığınmacısı var, kayıt dışını koyun. Son Ukrayna-Rusya meselesinden sonra bölgeye gelen insanları koyun. Yaklaşık olarak 400 bin de ilave bir ‘yük’ de taşıyor. Yaz nüfusunu 150 bin koyun. Şimdi 1.9 milyon nüfusu olan resmi olarak bir kent 2,5 milyonları konuşacak. Şimdi tablo bu” şeklinde konuştu.
“Plansız, programsız gittiğimiz noktada Mersin çöker”
Mersin’in ve Mersinlilerin depremzedeleri bağrına basacağından emin olduğunu vurgulayan Başkan Seçer, yaşanan bu göçlerin planlı bir şekilde yapılmasına da işaret etti. Seçer, “Onları bağrımıza basacağız. Neticede insanların evi yıkılmış, çaresizlik içerisinde. Gittim gördüm. Bir insan olarak, bırakın siyasetçiyi, ben de bir babayım, ben de bir insanım. Muazzam bir acı yaşanıyor. Biz onlara kol kanat gereceğiz. Neticede ben bir kamu görevlisiyim. Benim kullandığım kaynak onlara ait. Elbette ki seferber edeceğim bütün imkanlarımı. Bu insanları sahipleneceğiz, hiçbir sıkıntı yok. Mutlaka çaresi düşünülür, eksik vardır, fazla vardır. Bir projeksiyon yaparsınız. ‘Bundan sonraki süreçte ben bu krizi nasıl yöneteceğim?’ dersiniz. Hepsini yaparsınız ve güçlü devletseniz ki, hep ağzımızı açtığımız zaman ‘Türkiye güçlü’ diyoruz, ‘Mersin güçlü’ diyoruz. Biz bunları yaparız, hiçbir sorun yok. Ama plansız, programsız gittiğimiz noktada Mersin çöker" dedi.
“Vatandaşlarımızın yaralarının bir an önce sarılması için vazifemizi yapacağız”
Bölgedeki vatandaşların yaralarının sarılması için çalışmaya devam edeceklerini vurgulayan Başkan Seçer, “Bundan sonraki süreçte bir an önce hem tahrip gören kentlerimizin hem o bölgelerden kendi bölgelerimize gelen insanların tekrar yeniden yapılanması için vatandaşlarımızın yaralarının bir an önce sarılması için acılarının unutulması için biz vazifemizi yapacağız. Bu hem idari hem hukuki hem de insani vazifemiz. Mücadelemizi çalışmalarımızı sürdüreceğiz” diye konuştu.