Arpayı bulduk, sıra buğdayı bulmakta kaldı
Eskişehir Büyükşehir Belediyesinin ağır maliyetler karşısında zor günler yaşayan üreticiler için başlattığı, atıl durumdaki tarım arazilerinin üretime kazandırılması projesinde ekilen arpaların ilk hasadı gerçekleştirildi.
Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’nin her geçen gün artan maliyetler karşısında büyük zorluk yaşayan üreticiler için hayata geçirdiği projeler tüm hızıyla sürüyor.
Büyükşehir Belediyesi arazilerine ekilen mahsullerin çiftçilere destek, hayvancılıkla geçinen vatandaşlara ise yem olarak hibe edildiği proje kapsamında ilk hasat gerçekleştirildi.
Bahar döneminde ilaçlama ve gübreleme işlemi yapılan Yusuflar Mahallesi’ndeki mülkiyeti Büyükşehir Belediyesi’ne ait 87 dekarlık alana ekilen arpa için hasat gerçekleştirildi.
Biçimi yapılan arpa çiftçilere yan bir destek olarak verilmek üzere kamyonlarla taşınırken, biçim sonrası kalan arpa saplarından da hayvan üreticileri için balya yapıldı.
Büyükşehir Belediyesi Tarımsal Hizmetler Dairesi Başkanlığı yetkilileri Büyükşehir Belediyesi’ne ait tarlalarda hasat işleminin devam edeceğini belirterek, “Elde edilen ürünler ekonomik sıkıntı içerisinde olan çiftçimize yan destek sağlamaktadır. Ayrıca hayvanüreticilerimize de yem olarak hibe şeklinde bir destek sunuyoruz. Amacımız üreticimizin, üretmeye devam etmesine katkıda bulunmaktır” dediler.
nsanoğlunun temel besin kaynaklarından olan tahıllar, dünyanın dört bir yanında en çok üretilen ekinler arasında sıralanıyor. Buğday ise tahıllar arasında en çok tarımı yapılan ve tüketilen ürünlerin başını çekiyor. Buğday ekininin geniş adaptasyon kabiliyeti, besin değeri, işlenme kolaylığı ve piyasada gördüğü rağbet, çiftçilerimizin buğday tarımına yoğunlaşmasının nedenleri olarak görülüyor. Ayrıca buğday, saklama konusundaki avantajıyla da çiftçilerimizin tercihi oluyor. Dünyadaki 50 ülkenin temel besini durumundaki ekin, sofralara ulaşan birçok yiyeceğin hammaddesi olması nedeniyle tüketicinin isteği süreklilik arz ediyor.
Tek yıllık bir bitki olan buğday, triticum adıyla anılıyor. Buğdaygillerin örnek bitkisi olan ürün, başaktan ayrılarak öğütülen tanesi kullanılarak gıdaya dönüşüyor. Ham haliyle tüketilemeyen buğdaydan; bulgur, yarma, irmik, buğday unu, ruşeym elde ediliyor. Ekmekten hamur işlerine, pilavdan çorbaya, tatlıya kadar hemen her yiyecekte bir buğday ürünü yer alıyor. Buğdayın tüketimdeki önemi göz önüne alındığında buğday yetiştiriciliğinin de ülkemiz için ne denli önemli olduğu fark edilebiliyor.
Tarım Orman Müdürlüğü’nün buğday yetiştirme ile ilgili belgesine göre, buğday ekini fazla sıcak ve nemden hoşlanmıyor. Serin iklim tahılı olarak bilinen buğday, özellikle ilk gelişim evrelerinde 8-10 derece sıcaklıkta yetişiyor. Bağıl nemin ise %60’ın üzerinde olması yetiyor. Kardeşlenme ve sapa kalkma arasında sıcaklığın 10-15 derece arasında olması gerekirken, nemin %65 düzeyinde bulunması önemli görülüyor. Bu dönemde az ışık ve yarı kapalı hava, buğday için öneriliyor. Sapa kalkma ile beraber buğdayların sıcaklık ve nem arzusunun arttığı biliniyor. Başaklanma öncesinde nemin yüksek olması, buğday yetiştiriciliği için avantaj anlamına geliyor. Döllenme ile beraber, düşük nem ve yüksek sıcaklık buğday tanesinin niteliğinde artışı garantiliyor. Gelişme döneminde uygun bir şekilde dağılan, ortalama 500 mm kadar yağış, maksimum verimin alınmasına yardımcı oluyor.
Resmi makamlarca yayımlanan buğday belgesine göre, buğday serin ve ılık iklimleri seviyor. Kaliteli ve bol ürün alabilmek için yıllık yağışın 350 ile 1150 mm arasında olması gerekiyor. Buğday yetiştiriciliği hemen hemen tüm kıraç arazilerde yapılabiliyor. Besin maddesi yönünden zengin ve nemi yeterli düzeyde olan topraklarda buğday daha iyi gelişim gösteriyor. Ancak çiftçilerimizin göllenme olmamasına dikkat etmesi tavsiye ediliyor. Buğdaylar, gevşek toprak istiyor, fazla asitten holaşnmıyor. Buğday yetiştiriciliği için en ideal toprağın hafif ve orta kireçli olması gerektiğinin altı çiziliyor