TARSUS ZİRAAT ODASINDAN SU UYARISI

Tarsus Ziraat Odası Başkanı Veyis Avcı, su zengini olmayan ülkemizin, su

kaynaklarını bilinçli bir şekilde kullanmalı ve korunması gerektiğini

belirterek, “başta tarım olmak üzere her alanda suyu tasarruflu kullanmazsak, su

kıtlığı çekmemiz kaçınılmazdır. Aşırı tüketim, su israfı gibi

etkenler ve nüfus artışı nedeniyle 1346 metreküp kişi başına kullanılabilir su

miktarıyla ülkemiz hızla su fakiri ülke konumuna ilerlemektedir”

ifadelerini kullandı.

Avcı, 22 Mart Dünya Su Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, Birleşmiş Milletlerin

2021 yılı için “Suyun Değeri” temasını belirlediğini belirterek,

iklim değişikliğinin görülen olumsuz etkileri suyun değerini daha çok anlamamıza

vesile oluyor dedi.

20 yılı önce kişi başına kullanılabilir su miktarı 1653 metreküp iken bugün kişi

başına 1346 metreküp kullanılabilir su miktarına gerilediğini, bu

durumun ülkemizi su azlığı çeken ülke konumundan, kişi başı 1000 metreküp suya

sahip su fakiri ülke konumuna ilerlediğimizi bildiren. Avcı,

suyun bir damlası dahi çok önemlidir. Bu nedenle suyun korunması ve tasarruflu

kullanılması, 7’den 70’e herkesin bilinçli hareket etmesi

gerekmektedir. Bunun yolu da toplumun eğitilmesinden geçmektedir” dedi.

Avcı, iklim değişikliğiyle yağışların azalması, aşırı yağışların mevsim normalleri

üzerinde gerçekleşmesi, sıcaklık artışı, barajların yeterli doluluğa

ulaşamaması gibi hususların da suyun değerini daha çok anlamamıza vesile olduğunu

açıkladı.

“Kuraklık suyun önemini bir kez daha hatırlattı”

Dünyada ve ülkemizde son yıllarda artan oranlarda ortaya çıkan kuraklığın suyun

önemini bir kez daha tüm kesimlere hatırlattığını belirten Avcı

şunları ifade etti:

“İklim değişikliğinin en önemli sonuçlardan biriside kuraklıktır. Genel olarak

yerküreye yağan toplam yağışlarda, çok fazla değişiklik olmasa da

yağış rejiminin değişmesi büyük sorunlar yaratıyor. Artık öyle bir durum oluştu ki

yeni üretim sezonunda beklenen yağış bir türlü gerçekleşmiyor.

Bu durum ürün veriminde önemli kayıpları meydana getirmektedir.

Tarımsal üretimin öneminin daha çok arttığı bugünlerde tarımsal kuraklıkla mücadele

etmede sulamanın önemi büyüktür. Yer üstü ve yeraltı

sularının azalması tarımsal üretimde endişeli bir bekleyişi de beraberinde getiriyor.

Bu durumu ortadan kaldırmak için boşa akıp giden suları

toplamak yani yeni su hasatları yapmak için barajlar ve göletler yapılmalıdır. Sulama

yatırımları bitirilmeli ve yağmurlama, damla sulama gibi

basınçlı sulama sistemleri kullanılarak etkinlik sağlanmalıdır. Su her kesimde

tasarruflu kullanılmalı, özellikle toplam suyun yüzde 77’sini kullanan

tarımda su heba edilmemelidir. Döngüsel su yönetimi ile atık su değişik alanlarda

kullanılmalıdır.

Verimliliğin artırılması açısından tarımda sulamanın yaygınlaştırılması ve bu amaçla

su kaynaklarının geliştirilmesi ve rasyonel kullanımının büyük

önem arz ettiğini bildiren Avcı , şunları kaydetti:

“Bu ülkenin kuruda yetişen buğday, arpa gibi ürünlere ihtiyacı olduğu kadar, suluda

yetişen mısıra, pamuğa, şekerpancarına, sebzeye, meyveye

de ihtiyacı vardır. Tarımsal üretim potansiyeli oldukça yüksek olan Türkiye’nin, bu

fırsatı en iyi şeklide değerlendirmesi gerekir. Bu üreticilerimizin

de vatandaşların da en doğal hakkıdır. Su olmadan üretim olmaz. Yeterli su olacak ki

bu ülke üretebilsin, artan nüfusu doyurabilsin.

Bu nedenle sulamada yatırımların bitirilmesi ve etkinliğin sağlanması gerekiyor.

Teknik ve ekonomik olarak sulayabileceğimiz 8,5 milyon hektar

tarım alanımızın, 6,69 milyon hektarında sulama altyapısı tamamlanmış, 1,81 milyon

hektarı sulamaya açılmamış durumdadır.

“Sulama suyu ücretleri çiftçilerimizin üretim maliyetlerini önemli ölçüde

artırmaktadır”

Tarımsal üretimde verimi artıran en önemli girdi sulama suyudur. Sulama suyu

ücretleri çiftçilerimizin üretim maliyetlerini önemli ölçüde

artırmaktadır. Yüzey sulama suyu ve yeraltı suyu ücretleri üreticinin ödemekte güçlük

çektiği boyutlara ulaştı. Sulama ücretlerinde indirime

gidilmeli, makul seviyelere çekilmelidir.

Diğer yandan sulamada kullanılan elektrik giderleri çiftçimiz için önemli bir yük

haline geldi. Elektrikteki yüzde 18’lik KDV ile fon ve paylar

kaldırılmalı, birim fiyatı düşürülmelidir.