KADINA YÖNELİK ŞİDDETİN BİLİNMEYEN YÜZÜ PSİKOLOJİK ŞİDDET

Beslenme, diyet ve psikoloji danışmanlık hizmetlerini bir araya toplayan Formteg Danışmanlık Merkezi kurucularından Psikolog G. Tansu Ocak, 8 Mart Kadınlar Günü’ne yönelik açıklamalarda bulundu. Kadına yönelik şiddetin yalnızca fiziksel kaynaklı olmadığını, psikolojik şiddetin de yıkıcı sonuçlar doğurabileceğine dikkat çeken Psikolog Ocak, “ Şiddete maruz kalan kadınlar suçluluk, yalnızlık, çaresizlik gibi duyguları yoğun bir şekilde yaşamaktadırlar. Bu da depresyon, anksiyete bozuklukları, travma sonrası stres bozukluğu, alkol-madde bağımlılığı, bedensel kaynağı bulunamayan psikosomatik hastalıklar gibi psikolojik rahatsızlıklara neden olmaktadır” ifadelerini kullandı. 

 

Kadına yönelik şiddet ne yazık ki toplumumuzun büyük sorunları arasında yer alıyor. 2021 yılının yalnızca ilk iki ayında 48 kadın hayatını kaybetti. Geride bıraktığımız 2020 yılında ise 408 kadın şiddete kurban verildi. 

 

Kayıtlara yansıyan bu rakamların dışında, kadına yönelik şiddetin farklı boyutlarına da dikkat çeken Formteg Danışmanlık Merkezi kurucularından Psikolog G. Tansu Ocak, şiddetin yalnızca fiziksel kaynaklı olmadığını, psikolojik şiddetin de yıkıcı sonuçlar doğurabileceğine dikkat çekti. Psikolog Ocak, şiddeti tanımlayarak, fiziksel, psikolojik, cinsel ve ekonomik şiddetin nasıl tanımlayabileceğimize dair önemli bilgiler paylaştı. 

 

“CİNSİYET EŞİTSİZLİĞİ KADINLARIN RUH SAĞLIĞINI OLUMSUZ ETKİLİYOR” 

Cinsiyet eşitsizliğinin yaşandığı toplumlarda bireylerin daha sağlıklı ve üretken olduğuna dikkat çeken Psikolog G. Tansu Ocak, “Cinsiyet eşitsizliği, kadınların ruh sağlığını olumsuz yönde etkilemektedir. Kişilerin sadece cinsiyetlerinden dolayı omuzlarına yüklenen toplumsal cinsiyet rolleri kişileri istemedikleri şeye maruz bırakmakta bunlar aşırı strese ve kaygıya sebep olmakta dolayısıyla tüm bunlar ruh sağlığını olumsuz yönde etkilemektedir. Oysa cinsiyet eşitliği, her cinsiyetten insanın eşit haklara, sorumluluklara ve fırsatlara sahip olmasıdır. Cinsiyet eşitliği, kadınlara ve kız çocuklarına yönelik şiddeti engeller. Vatandaşlarına hiçbir ayırım yapmadan, eşit değer veren ülkeler daha güvenli ve daha sağlıklıdır. Bu da ruh sağlığını olumlu yönde etkilemekte ve sağlıklı bir neslin temelini oluşturmaktadır” ifadelerini kullandı. 

 

“ŞİDDET DÖNGÜSÜNÜ ZAMANINDA KIRMAK ÖNEMLİDİR” 

Şiddeti kabul etmek ve hoş görmenin şiddet döngüsünü besleyeceğini ifade eden Psikolog Tansu Ocak, “Şiddet kişilerin yaşam tarzına, yaşına ve tutumuna bağlı olarak ilişkilerde farklı şekillerde kendini gösterir. Bazen şiddet o kadar küçük başlayabilir ki bunu şiddet olarak tanımlamak bile zordur. Örneğin, şiddet lakap takmak, ekonomik olarak kısıtlamak veya diğer insan ilişkilerinden soyutlanmak şeklinde başlayabilir. Sürdürülmesini veya tırmanmasını önlemek için şiddet döngüsünü zamanında kırmak önemlidir. Az da olsa hiçbir şiddet kabul edilmemeli veya hoş görülmemelidir.     Şiddet denildiği zaman akla ilk olarak fiziksel şiddet gelmektedir. Ancak şiddet bununla sınırlı değildir. Kadına yönelik şiddet, fiziksel olduğu kadar, psikolojik(duygusal), cinsel ve ekonomik boyutlarıyla da görülmektedir” şeklinde konuştu. 

 

“PSİKOLOJİK ŞİDDET DAHA YAYGIN ANCAK DAHA AZ BİLİNİYOR” 

Kadına yönelik şiddetin türlerini açıklayan Psikolog Ocak, az bilinen ve tepki gösterilmeyen psikolojik, cinsel ve ekonomik şiddetin de yıkıcı sonuçlar doğurabileceğine dikkat çekti. 

Psikolog Ocak şiddet türlerini; 

“Fiziksel şiddet; fiziksel gücün kullanılması ile doğrudan vücut bütünlüğüne verilen zarardır. Tokat, tekme, yumruk, itme, korktuğu bir yerde veya bir şeyle yalnız bırakma, işkence etme vb. tutum ve davranışlarda bulunma fiziksel şiddete örnektir.  
Psikolojik şiddet; genellikle fiziksel şiddetten daha yaygındır ancak daha az bilinmekte ve daha az tepki gösterilmektedir. Bunun nedeni ise psikolojik şiddetin çok az fark ediliyor olması. Psikolojik şiddete maruz kalmış kişiler, psikolojik şiddete uğramamış kişilere göre bir başkasına psikolojik şiddet uygulamaya daha eğilimli oluyorlar. Tehdit, aşağılama, aşırı ve acımasızca eleştirme, manipülasyon, isim takma, emir verme, küfretme, alay etme, hakaret etme, duygusal olarak ihmal etme, küçümseme, pasif agresif davranışlar (küsmek, surat asmak, terk etmekle tehdit etmek…) sergilemek psikolojik şiddetin örneklerindendir. Yapılan çalışmalarda ülkemizde her iki kadından biri psikolojik şiddete maruz kalmaktadır.
Cinsel şiddet; kişiyi rahatsız eden, kişinin kendi rızası olmadan herhangi bir cinsel eyleme maruz kalmasıdır. Cinsel şiddet hem fiziksel hem psikolojik şiddet barındırır. Fiziksel şiddetten farkı cinsel şiddette kişinin cinsel bütünlüğüne yapılan bir saldırı söz konusudur. Ancak bu saldırı sadece fiziksel bir nitelik taşımak da zorunda değildir. Sözlü olarak yapılan cinsel taciz de cinsel şiddettir. Cinsel saldırıya uğramış birine verilen zararlardan biri de olayın yarattığı travmadır dolayısıyla cinsel şiddetin içerisinde psikolojik şiddet de vardır. 
Ekonomik şiddet; kişinin ekonomik olarak ihtiyaçlarından mahrum bırakılması ve paranın güç, tehdit, kontrol aracı olarak kullanılmasıdır. Kadının çalışmasına veya işinde ilerlemesine engel olma, eşit işe eşit ücret ödememe, kadın olduğu için mirastan mahrum etme, kadının maaşına el koyma, kişiyi parasız bırakma veya az bir miktarla geçinmesini bekleme, para biriktirmesine engel olma gibi davranışlar ekonomik şiddetin örneklerindendir” ifadeleriyle açıkladı. 

 

“PSİKOLOJİK ŞİDDETİ FARK ETMEK ZORDUR” 

Psikolojik şiddetin en çok aile yakınları tarafından uygulandığını, dolaylı olarak gerçekleştiği için fark edilmesinin zor olduğunu belirten Psikolog Tansu Ocak, “Psikolojik şiddetin en çok bulunduğu yer kadının aile ortamıdır. Psikolojik şiddetin farkına varılması zordur çünkü genelde kişinin en yakınları tarafından uygulanır. Fark edilememesinin bir diğer sebebi de doğrudan değil, dolaylı bir biçimde yapılıyor olmasıdır. Aşağılayıcı küçümseyici tavırlara maruz kaldıklarından şiddete uğrayan kişiler kendilerini yetersiz, kötü ve suçlu hissetmekte bu da zamanla düşük benlik saygısına neden olmakta ve dolayısıyla kendilerine uygulanan psikolojik şiddetin farkına varamamalarına ve tepki gösterememelerine sebep olmaktadır” diye konuştu. 

 

“PSİKOLOJİK ŞİDDET NASIL FARK EDİLİR”

Psikolog Tansu Ocak psikolojik şiddeti fark edilebilir kılmak için, “Eğer bu yazıyı okuduğunuzda, ilişkilerinizde psikolojik şiddetin olup olmadığını merak ediyorsanız muhtemelen psikolojik şiddete maruz kalıyorsunuzdur. Bu durum, zararsız bir şekilde başlayabilir ve zamanla şiddetin seviyesi artabilir. Kendinizi ilişkinizde rahat, özgür hissetmiyor, baskı altında, kısıtlanmış, aşağılanıyor ve aşırı eleştiriliyorsanız psikolojik şiddete maruz kaldığınızı söyleyebilirim. Zaman kaybetmeden durumun farkına varmak, harekete geçmek ve psikolojik destek almak gerekir” ifadelerini kullandı.